{
    "title": "Hindi Eti",
    "image": "https://www.hindi.gen.tr/images/hindi-eti.jpg",
    "date": "21.01.2024 16:40:14",
    "author": "Sakine Çankaya",
    "article": [
        {
            "article": "<b>Hindi Eti:</b> tavuksular takımına ait olan sülüngiller familyası içerisinde bir alt familya oluşturan kanatlı hayvana verilen isimdir. Amerika'ya ilk göç edenler tarafından keşfedilmiş ve 17. Yüzyıl'ın başlarında Avrupa'ya getirilmiştir. Günümüzde eti için yetiştirilen bir kümes hayvanı olarak tanınmaktadırlar. Hindinin 2 türü bulunmaktadır. Meleagris gallopavo Doğu ve Güney Amerika kökenli bir tür olup, 1 m'ye kadar büyürken, diğer tür Meleagris ocellataise Meksika Yucatan menşeili olup belirgin bir şekilde daha küçüktür. Hindi eti, besin değerinin yüksek, yağ ve kolesterol içeriğinin düşük olması nedeni ile yeterli ve dengeli beslenme de tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Önceleri, yılbaşı sofralarına özgü olduğu düşünülen hindi etini, son yıllarda büyük şehirlerin market raflarında daha fazla görebilmekteyiz. Artık entegre hindi üretiminin ülkemizde yirmi yıllık bir geçmişi olduğundan söz edebilmekteyiz, giderek artan talep olsa da günlük beslenme içinde hindi eti, hak ettiği yeri bulamamış, yeterli ilgiyi kazanamamıştır. Oysa hindi eti, kolesterol değeri düşük, protein değeri yüksek olan, hayvansal bir protein kaynaklarındandır. Bu sebep ile, hayvansal yağları azaltmayı öneren sağlıklı beslenmenin önemli bir yere sahiptir. Hindi eti, besin değerleri ve tat bakımından tavuk etine benzemekle beraber yağ ve kolesterol oranı daha azdır. Hindi eti B vitaminleri içermektedir. B1 ve B2, B3, B12 vitaminleri bakımından zengindir. Özellik ile kalp damar hastalıklarının tedavisinde B3 grubu vitaminlerden olan niasin içermesi sebebi ile hindi eti; Kalp ve damar sağlığı açısından uygun besinler arasında yer almaktadır. Hindi etinde, B9 vitamini olarak bilinen Folik asit bulunmaktadır. B vitamini ailesine ait olan folik asit, desteği özellik ile anne adayları için önem taşır, bebeklerin beyin gelişimi için önemlidir. Folik asidin başka bir etkisi, homosistein düzeyini azaltmasıdır. İçeriğindeki B12 vitamini, kansızlığı önleyerek, hücre gelişimini sağlamaktadır. Tavuk ve hindi etlerinin sodyum (Na) miktarı ise kırmızı ete oranla düşüktür, bu neden ile düşük sodyumlu diyetler için de uygun bir protein kaynağıdır. Hindi etinde fosfor, potasyum, magnezyum ve hindinin siyah eti önemli miktarda demir ihtiva etmektedir. Hindi etinde bulunan diğer bir mineral ise çinkodur. Çinko, yaraların iyileşmesi, bağışıklık sistemi, vücudun yağ, protein ve karbonhidratları sindirmesi için son derece önemli minerallerdendir. Cinsel sağlığa olumlu etkisi olup, testosteron ve spermlerin artmasına katkı sağlar. 100 gram hindi etinde 1,7 mg çinko bulunmaktadır.</div><div><br></div><div><b>Hindi Eti:</b> Antioksidan özelliği taşımaktadır. Yaşlanmayı geciktirir. Hindi etinde bulunan az miktardaki selenyum, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmektedir. Selenyum, Tiroit hormon metabolizmasında ve antioksidan olarak görev yapar. Mutluluk veren bir besindir. Hindi eti, triptofan ismi verilen aminoasit yönünden zengin bir besin kaynağıdır. Triptofan beyinde mutluluk hormonu olan serotonin ve uykuya etki eden melatonin hormonların salgılanmasına yardım etmektedir. Triptofan açısından zengin besinler, bu özellikleri ile rahatlamaya ve uykuya dalmaya yardım etmektedirler. Triptofan içeren besinlere örnek olarak, hindi eti, süt ve muz sayılabilir. Kanatlı etlerinin beyaz kısmı, siyah kısmına göre daha az yağ içermektedir. Hindi ve diğer kümes hayvanları çok yürüdükleri için butları, göğüs etlerine oranla genellikle daha koyu renkli olmaktadır. Miyoglobin, kas lifinde bulunan kırmızı renkli bir pigmenttir, kas hücrelerine oksijen taşır, miyoglobin proteini ne kadar çok ise doku da o kadar koyu renkli (Ya da daha kırmızı) olmaktadır. Demir, ete kırmızı rengi veren miyoglobin in yapısında bulunur. Bu neden ile tavuk ve hindi etinin siyah kısmında demir içeriği beyaz kısımlarına göre daha yüksek olmaktadır. Kırmızı ete yakın bir renkte olan hindinin but kısmı, kaslara oksijen taşıyan destekleyicilerin ve protein taşıyıcılarının fazla olduğunun göstergesidir.</div>"
        }
    ]
}